Bu yazımızda serbest piyasa ekonomisi hakkında merak edilenleri cevaplayacağız. Serbest piyasa ekonomisi nedir, Türkiye bu ekonomi türüne ne zaman ve nasıl geçmiştir? Gelin birlikte detayları inceleyelim.
Yazı İçindekiler
Serbest Piyasa Ekonomisi Nedir?
Serbest piyasa ekonomisinin tanımı kısaca; serbest piyasa, ekonomik sorunların çözümünde devletin ekonomiye birebir müdahale ederek değil de fiyat mekanizmasını kullanarak gerçekleştirdiği, ekonomik faaliyetlerin ise tam rekabet koşulları içinde serbestçe yapıldığı ekonomi modelidir.
Serbest piyasa ekonomisinde arz ve talep ilişkisi fiyat mekanizmasıyla işlemektedir.
1970 li yıllar enflasyon oranlarının tavan yaptığı ve işsizliğin de önüne geçilemediği bir ekonomi içerisindeyken gelir darlığının aşılması için serbest piyasa görüşüne dayanan Monetarist uygulamalara başlanmıştır. 24 Ocak 1980 tarihinden bu yana benimsenen Monetarist uygulamalar liberal formüller öneriyor. Peki ülkemizde de uygulanmakta olan serbest piyasa ekonomisi adı altında önerilen liberal formüller neyi ifade ediyor.
Bu liberalist görüş, daha az devlet, daha çok özel girişim ile formüle edilmiş olup piyasa faaliyetlerinin etkinliğini amaçlamaktadır.
Serbest Piyasa Ekonomisinin Piyasa İle İlişkisi
Türkiye’de 1980’ler itibariyle uygulanmaya başlanan serbest piyasa ekonomisi görüşünün esaslarını maddeler halinde inceleyelim.
Devletin Fiyat Mekanizmasına Müdahalesi
Üretici ve tüketiciyi korumak isteyen devlet, piyasa fiyatlarına hiç bir şekilde müdahale etmemelidir. Toplumun refah düzeyinin en üst seviyeye çıkması, rekabet ortamında oluşan fiyatların arz ve talep kararlarında optimalitenin sağlanmasıyla oluşacaktır.
Devlet Girişimciliğin En Aza İndirilmesi
Devletin kötü bir işletmeci olduğunu savunan bu yeni liberallere göre, devler tüzel kişiliği bulunan tüm işletmeler, kar amacı güden ve bunun için en verimli şekilde işletecek özel kişiliği olan işletmelere devretmelidir.
Devletin Sıkı Para Politikası
Liberallere göre devlet sıkı para politikası gütmeli, para arzının artmasını aynı zamanda fiyatların yükselmesinin önüne geçmelidir. Devler ekonomiye en az şekilde müdahale etmeli ve harcamalarını en aza indirme politikası gütmelidir.
Dış Ticarette Serbestlik
Devlet, dış ticarette gümrük sınırlamalarını, ithalat ve ihracattaki engeli kaldırmalıdır. Böylelikle yeni liberal görüşün uygulandığı ülkedeki insanlar, en çok ihtiyaç duydukları malları alabilecek ve bu mallara en ucuz fiyatla sahip olabileceklerdir.
Monopoller
Monopolleşmeyle mücadele içinde bulunan yeni liberaller, yasaların kesinlikle müdahalede bulunmasını istememekte, uluslar arası ticaretin önünde herhangi bir engelin olmaması veya olması halinde kaldırılmasını ön görür.
Gelir Dağılımı ile Piyasa Mekanizması
Sosyal adaleti sağlayan gelir dağılımı politikasını reddeden yeni liberal görüşe göre, piyasa mekanizmasının faaliyetleri, piyasada oluşan fiyatlar ile kimlerin daha az zengin veya daha çok zengin olacağını belirleyecektir. Bu fiyat mekanizması çarkı sayesinde daha fazla gelir elde edenler, ön planda olup zengin olacaktır.
Daha Az Devlet Müdahalesi Devleti Güçsüzleştirmez
Liberal düşünceye göre, serbest piyasa ekonomisinin var olabilmesi ve düzenli bir şekilde işleyebilmesi için güçlü devletin varlığı mecburidir. Devlet piyasa mekanizmasını güçlü kimliğiyle düzenli olarak sürdürebilme sorumluluğuna sahiptir.
TÜRKİYE SERBEST PİYASA EKONOMİSİNE NE ZAMAN VE NASIL GEÇTİ?
Türkiye’de 24 Ocak kararlarının önemini bilmeyen yoktur. Bildiğiniz üzere 24 Ocak 1980 yılında başbakanımız olan Süleyman Demirel, ekonominin yönetimi ile ilgili kararlarını almak için Devlet Planlama Müsteşarı görevinde bulunan Turgut Özal a yetki verdi. Türkiye, Turgut Özal’ın yayımladığı bu kararname ile serbest piyasa ekonomisine geçmiş oldu. Tarihe “24 Ocak kararları” olarak geçen bu kararname ile devalüasyon yapılmış, devamlı düzenlemelere gidilerek özel sektör piyasası desteklenmiştir.
Kısa sürede hazırlanıp kamuoyuna duyurulan bu kararname ekonomi literatürüne geçmekle beraber yapısal dönüşümleri de içine alan bir program olmuştur.
TÜRKİYE’NİN BU SİSTEME GEÇMESİNDEKİ ASIL AMACI NEDİR?
Kararname ile Türkiye ekonomisindeki istikrarsızlıkların giderilmesi amaçlanmıştır. Bununla birlikte karaborsacılığın engellenmesi, üretimin arttırılması gibi ekonomik önlemler almaya yönelik kararların hedefinde aslında döviz kuru, fiyat mekanizması ve kamu harcamalarının sınırlandırılması gibi alanlarda ekonomiye müdahale amacı güdülmüştür.
Serbest piyasa ekonomisinde 24 Ocak Kararları ile birlikte İthal İkameci Büyüme Stratejinin yerini Dışa Açık Büyüme Stratejisi almıştır.
24 Ocak Kararları ile birlikte asıl hedef, verimlilikte artış elde etmek ve ekonominin rekabet gücünü artırmak olmuştur. Bu bağlamda piyasa ekonomisinin kurumsallaşması için uygulamalar başlatılmıştır.
Serbest piyasa ekonomisine geçişte 24 Ocak 1980’de alınan kararların içeriği şu şekilde;
- Devletin ekonomik alanda payını küçülten bir çok önlem alındı.
- Sübvansiyonlar kaldırıldı. (Gübre, ulaştırma ve enerji kapsam dışı kaldı.)
- 2,7 ile devalüasyon yapılıp günlük kur düzenlenmesine gidildi.
- Yurt dışını kapsayan müteahhitlik sektörü desteklenmiştir.
- İthalat ve ihracatta gümrük vergilerinden muafiyetten sektördeki teşviklere kadar bir çok yenilik getirildi.
SERBEST PİYASA SİSTEMİ NELERİ BERABERİNDE GETİRDİ?
- Döviz piyasası serbest bırakıldı. (Alım-Satım)
- Dış ticaret serbest hale geldi.
- Dövize çevrilen mevduatların uygulanmasına son verildi.
- Yabancı sermaye piyasasında yatırımların teşviki arttı.
- İthalat sektörü kademeli şekilde serbest bırakıldı.
- Devletin ekonomideki kapasitesinin küçülmesi için önlemler alındı.
- Devletin döviz piyasası üzerindeki müdahalesi kaldırıldı ve reel faiz politikasına geçilerek faiz oranları serbest hale getirildi.
- Devletin, fiyat mekanizması üzerindeki kontrolleri kaldırılarak serbest piyasa ekonomisi uygulamasına geçildi.
SERBEST PİYASA EKONOMİSİNİN AVANTAJLARI NELERDİR?
- Türkiye’de 24 Ocak 1980 itibariyle yayımlanan kararların ülkemize bir çok yönden avantajları olmuştur.
- Serbest piyasa ekonomisine geçişteki en temel avantajlar şöyle sıralanabilir;
- Serbest piyasa ekonomisi ile beraber teknolojik ilerlemenin hızlanması ön görülen ilk madde.
- Rekabetçi tutuma sahip piyasanın düşük fiyatlara sebep olması ile alım gücü arttı.
- Talebin fazla olmasıyla beraber arzdaki ürün çeşitliliğinin artması bir avantaj sağlarken,
- Piyasaya katılan her bireyin kendini gerçekleştirme olanağı bulması bu sistemin bir başka avantajıdır.
Comments